●Vezikoüreteral reflü, mesanede bulunan idrarın böbreklere doğru ters yönde geri kaçması demektir.
●Normalde idrar tek yönlü olarak böbreklerden üreterler yolu ile mesaneye gelir ve mesaneden böbreklere geri kaçmaz. Geri kaçırmayı önleyen en önemli mekanizma üreterin mesane duvarı içinde açılı olarak belli uzunlukta yol alması ve uygun yere açılmasıdır.
●Ancak bir kısım insanlarda geri kaçışı engelleyen bu mekanizma bozulursa idrar geriye kaçarak böbreklerde enfeksiyon (pyelonefrit) gelişmesi için zemin hazırlar. Bu durum böbreklerde geri dönüşsüz hasara neden olur.
●Çocuklarda görülen tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu nedenleri arasında ilk sırada vezikoüreteral reflü (VUR) bulunur.
●İdrar yolu enfeksiyonu geçiren tüm çocuklar, özellikle bu ateşli bir enfeksiyon ise, reflü açısından incelenmelidir. İnceleme radyolojik bir değerlendirme olan voiding sisto-üretrografi (VCUG: işeme sisto-üretrografisi) ile yapılır.
●Bu inceleme çok ince bir sonda ile mesane içine verilen radyoopak (radyo-boyar) madde ile yapılır ve röntgen yardımı ile reflü olup olmadığı ve varsa derecesi tespit edilir. Reflü dereceleri hafiften ağıra gitmek üzere Evde 1 ile 5 arasında sınıflandırılır.
●Böbrek enfeksiyonlarına bağlı, böbreklerde hasar olup olmadığını anlayabilmek için en güvenilir yöntem DMSA böbrek sintigrafisi olup, nükleer tıp uzmanlarınca değerlendirilmektedir.
●Reflü özellikle küçük yaşlarda tanı almışsa ve çok yüksek dereceli VUR değilse kendi kendine düzelebilir. Burada önemli olan düzelme için beklenirken çocuğun böbrek enfeksiyonu geçirmesine engel olabilmektir.
●Reflü tanısı alan çocukların büyük kısmında koruyucu (profilaktik) antibiyotik başlanarak ve erkek çocuklarda koruyucu amaçla sünnet yapmak başlangıçta yeterlidir.
●Beklemek ile düzelmeyen, ya da koruyucu tedaviye rağmen tekrarlayan enfeksiyonları olan çocuklarda cerrahi tedavi gerekir.
●Tedavi yönünden Kapalı ve Açık Cerrahi Metotlar olmak üzere iki seçenek olsa da son yıllarda yaygın uygulama Endoskopik yolla yapılan kapalı cerrahi metotlarla geri kaçmaya engel olacak madde enjeksiyonları uygulamaktır.
●Özellikle düşük evreli olgularda Kapalı cerrahi tamirler yüksek oranda başarı sağlar. Uygulaması görece kolay olan bu yöntemde cerrahi işlem çok kısa sürmekte ve hastalar aynı gün taburcu olmaktadır.
●Bazen ikinci kez madde enjeksiyonu uygulamak gerekebilir. Kapalı metot ile tedavi edilemeyen olgular da Açık Cerrahi neredeyse kesin cerrahi çözüm (%90-95 başarı) sağlar.